15 Aralık 2010 Çarşamba

Çarşamba

Çarşamba da bitti. Zamanın biraz daha hızlı geçtiğini söyleyebilirim. Buradaki tuhaflıklar devam ediyor. Bunlardan bazılarına direnişim sürüyor. Herkesin traş çantasının aynı olması gerekiyor. Yani Waschsalonumu kullanmamın imkanı yok. Kantinden çanta almayıp eşyaları dolaba açıkta koymaya devam ediyorum. Dolaplarda neyin nerede duracağı, havluların nasıl katlanacağı, askıların ne yöne bakacağına kadar her şey belli. Askeriyeye ilk geldiğimiz gün ciddi malzemeler verildi. Eldiven, bot, spor ayakkabı ve eşortmana kadar her şey verildi. Sıkıntı ise eşortmanlarda. Asla dokunamayacağım, sentetik en kalitesiz kumaşımsıdan yapılmışlar. Askeri kamuflaj kıyafetlerini giymediğimiz zamanlarda onları giymek zorunlu. Koğuştaki 75 kişinin %95'i de bu eşortmanlarla yatıyor. Bugün öğleden sonra spor kapsamında bu eşortmanlarlı giymek zorunlu oldu. Ben de bana verilen çantadan çıkmadığı gerekçesini öne sürerek onları giymedim 1 saatlik ufak bir koşu ve 1-2 şınav - barfiksten yırtmış oldum galiba.
Bugün 20 dakika internete girdim. Maillere baktım. İzcilikle ilgili Nuri iyi çalışmış, umarım somut sonuçlara da ulaşabilir. Ayrıca bugün askerlik kariyerimin ilk bensiz ocak toplantısı da gerçekleşti. Umarım önümüzdeki aylarda işler yolunda gitmeye devam eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder